Oruç ; Allah ‘ın Bizlere emrettiği bir ibadettir ve İslam ‘ın beş şartından biridir. Buluğ çağına girmiş aklı başında her kadın ve erkek Müslümanın bir görevi ve kulluk vazifesidir.

Ramazan ayı ve oruç ibadeti ile ilgili Kur-an ‘ı Kerim de Şu şekilde belirtilmiştir : Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah’ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir. (Bakara suresi 185. Ayet)

Ramazan ayında Allah ‘a kulluk görevimizi yerine getirmek ve ibadet etmek için tanyerinin ağarmaya başlamasından güneş batmasına kadar, hiçbir şey yenilip, içilmeden, dünyevi özel işlerinde yapılamayacağı kısacası nefsin terbiye edildiği ibadet şeklidir.

“Oruç” kelimesi Arapçadan gelmiş ve “Savm’’ kelimesinden türemiştir. Savm ‘ın anlamı ; bir şeyden uzak durmak kişinin kendini engellemesi tutması anlamına gelmektedir.

Sahur vakti; Tan ağarmadan önce kalkıp yemek yenip en sonunda kalben değil edilen niyet dille söylenmelidir. Bir yudum su için dahil olsa sahura mutlaka kalkılmalıdır. Çünkü sahur yemeği mübarek ve bereketlidir. Ayrıca sahur yemeği gün boyu tutulan orucun daha kolay tutulabilmesi için destektir.

Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.(Bakara suresi 183. Ayet)

Sayılı günlerde olmak üzere (oruç size farz kılındı). Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa (tutamadığı günler kadar) diğer günlerde kaza eder. (İhtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir fakiri doyuracak fidye gerekir. Bununla beraber kim gönüllü olarak hayır yaparsa, bu kendisi için daha iyidir. Eğer bilirseniz (güçlüğüne rağmen) oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır. (Bakara suresi 184. Ayet)

İfrar zamanı geldiğinde ise su yada hurma ile iftar açılabilmektedir. Peygamber Efendimizin Hurma ile iftar açtığına dair çeşitli rivayetler vardır :

Selman ibni Amir Radiyallahu Anh, Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallahu Aleyhi Vesellemin şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: 

“Sizden biriniz orucunu açacağı zaman hurma ile açsın. Çünkü hurmada bereket vardır. Eğer hurma bulamazsa, su ile açsın. Zira su temizleyicidir.’’

Hz. Enes Radiyallahu Anh şöyle anlatıyor: 

“Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem akşam namazını kılmazdan önce birkaç tane taze hurma ile orucunu açardı. Eğer taze hurma yoksa kuru hurma ile açardı. Kuru hurma bulamazsa da bir kaç yudum su yudumlardı’’

Ayrıca: Hurma ile açılması bilimsel açıdan da test edilmiş ve hurma tatlı bir yiyecek olduğu için içerisinde glikoz barındırmaktadır. Akşama kadar hiç bir şey yememiş kimse, önce hurma ile başlarsa glikoz kana en çabuk karışan bir madde olduğu için kısa zaman sonunda beyne tokluk hissi vererek oruçlu kimsenin iftarda daha az yemek yemesini sağlayacaktır. Böylece kişi daha az ve yavaş yemek yiyerek kalk krizi riskinin önüne geçmiş olacaktır.

Tabi ki orucumuzu açmadan önce duamızı da unutmayalım :

Allah’ım, Senin için oruç tuttum, Sana inandım, Sana dayandım, Senin verdiğin rızıkla orucumu açtım, yarının orucunu da niyet ettim, benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışa. Hamdolsun verdiğin nimetlere, sağlık ve afiyetle. Ey bağışlaması bol Rabbim; beni, annemi, babamı ve bitin müminleri bağışla.

Rabbim bizleri ramazan ayının faziletinden, bereketinden, rahmetinden istifade edenlerden eylesin. Amin…